Aile İçinde Güç ve Güç Dengeleri

Aile İçinde Güç ve Güç Dengeleri- Aile bilimciler, gücü, aile içinde kimin istediğini yaptırmak için diğerlerini etkileyebildiği, kimin istediğini yaptırmasını engelleyebildiği şeklinde tanımlar. Ailede en fazla kaynağa sahip olan en fazla güce sahiptir. Buradaki güç, bir kişinin sosyal bir sistemde diğerlerinin potansiyel ya da fiili davranışlarını değiştirme yeteneğidir.

Güç dengesizliği ise, ilişkide bir kişinin diğerinden daha fazla güce sahip olduğu durumu tanımlayan bir terimdir. Bu dengesiz ilişki farklı şekillerde ortaya çıkabilir, ancak her zaman sorun yaratma potansiyeline sahiptir. İletişim ve güven eksikliği, görüş farklılıkları, istismar veya şiddet, kontrolcü kişilik yapısı ilişkilerdeki güç dengesizliklerinin altında yatan sebepler arasında olabilir.

Her tür ilişkide güç dengesizliği kaçınılmazdır. Ancak, iktidar mücadelesinin en sıkı yaşandığı ilişkiler kardeş ve eş ilişkileridir. Aile ilişkilerindeki dengesiz güç dinamikleri önemli bir çatışma ve gerilim kaynağı olabilir. Bu dinamikler, gücün aile üyeleri arasında nasıl dağıtıldığı ve uygulandığı ile ilgilidir.

Bazı aile üyeleri yaş, cinsiyet veya sosyoekonomik statüye bağlı olarak diğerlerinden daha fazla güce ve etkiye sahip olabilir. Ancak, güç eşit olmayan bir şekilde dağıtıldığında veya kötüye kullanıldığında, aile ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Örneğin, en çok bir aile üyesi konuşmalarda ve kararlarda belirleyici olabiliyorsa, diğer aile üyeleri kendilerini dışlanmış, önemsiz ve reddedilmiş hissedebilir. Kızgınlık ve hayal kırıklığına, bazı durumlarda da çatışma ve yabancılaşmaya yol açabilir.

Güç dengesizlikleri, örneğin, kardeşlerden biri diğerlerinden daha başarılı olduğunda ya da maddi olarak güçlü olduğunda ortaya çıkabilir. Başarısız veya maddi olarak güçlü olmayan kardeş ailenin beklentilerini karşılayamayabilir, hem yakınlık hem de destek eksikliği nedeniyle yalnız ve değersiz hissedebilir.

Maddi olduğu kadar duygusal kaynaklarda yetersiz olduğunda, kardeşler arasında, özellikle de bir ebeveynin veya hasta bir kardeşin bakımı konusunda çatışma veya kopukluk yaşanabilir. Bazı durumlarda çok varlıklı bir kardeş maddi olarak katkıda bulunurken zaman ya da duygusal bakım konusunda katkıda bulunmayabilir ve bu da aile içinde dengesizlik hissine katkıda bulunur.

Bir diğer güç dengesizliği yaratabilecek durum da kardeşlerin birbirlerinden veya ebeveynlerinden coğrafi olarak uzak olmasıdır, özellikle de sadece bir kardeşin bakıma muhtaç bir ebeveyne bakacak kadar yakın yaşaması durumunda. Kardeşlerden biri ya da daha büyük olasılıkla diğeri tükenebilir ve küsebilir. Evli olmayan veya çocuk sahibi olmayan kardeşlerden de adaletsiz bir şekilde bakıcılık yapmaları beklenebilir.

Aynı şekilde eşler arasında da benzer güç dengesizlikleri başarı, eğitim veya sosyoekonomik düzeyde kendini gösterdiğinde ilişki dinamiklerini o veya bu şekilde, örtük veya aleni olarak etkileyebilir.

Eşit bir ilişkide her iki taraf da söz hakkına, saygıya ve güce sahip olmalıdır. Ancak bazen ilişkiler eşitsiz hale gelebilir ve partnerlerden biri diğeri üzerinde daha fazla kontrole, karar verme gücüne ve etkiye sahip olabilir. Eşit olmayan bir ilişkinin işaretleri ince veya daha belirgin olabilir, ancak genellikle bir partnerin diğerine hükmetmesini, fikirlerini reddetmesini ve eylemlerini kontrol etmesini içerir.

Örneğin, bir kişi daha yüksek maaşlı bir çalışan olduğu veya partnerinden daha yüksek bir sosyal statüye sahip olduğu için ilişkide daha fazla güce sahip olabilir. Bu durum, daha az güce sahip olan kişinin hayatlarını etkileyen kararlar üzerinde aynı etkiye sahip olamaması nedeniyle kızgınlık ve mutsuzluk duygularına yol açabilir.

Aile gücünün altı temeli

Aile içerisindeki güç dengesini altı ana başlık altında sınıflandırabiliriz. Bunlardan ilki yasal veya meşru güçtür. Sahip olunan pozisyondan ve kaynaklardan gelir. Bir diğer aile üyesinin davranışını değiştirme hakkına dayanan otoritedir.

Yukarıda bahsedilenlerden farklı bir örnek verecek olursak, “çocuklar ebeveynlerinin dediklerini yapar” gibi sık kullanılan bir söylem meşru güce iyi bir örnektir. Açıkçası, liderliğimiz yalnızca “Bunu yap çünkü ben ebeveynim!” temeline dayanıyorsa, etkimiz kısa vadeli olacaktır. Uygun kullanım asgari düzeyde itaat üretirken, aşırı kullanım meydan okumayı ve uzaklaşmayı beraberinde getirecektir. Meşru gücün alternatifi ikna etmeye çalışmak ve disiplin dediğimiz yani sevgi ile öğretmek ve anlatmaktır.

İkincisi, istenen davranış değişiklikleri için ödül sağlama yeteneğidir. Örneğin – Evi temiz tutmaya yardım ettiği için kadın eşini övdükçe eşi daha az dağınık olur. Küçük çocuklarda ebeveynler davranışları genellikle oyuncak veya tatlılarla etkiler. Daha büyük çocuklarda ve ergenlerde ödülün bedeli daha pahalı olabilir; yeni bir kıyafet ya da bisiklet gibi. Ödüller değerini kaybettiğinde ya da bir ödülü almak uzak bir tarihte görünüyorsa, daha az etkili olacaktır.

Üçüncüsü, istenen davranışın gerçekleşmemesi halinde ceza verileceği algısına dayanan zorlayıcı güçtür. Örneğin, yorgun veya isteksiz bir kadın kocası ile çatışma yaşamaktan kaçınmak için seks yapmayı kabul eder. Aksi halde kocası surat asacak, problem çıkartacak, agrasif davranacak ya da eşini cezalandırarak isteklerini yapmayacaktır. Bu durumda ilişkide duygusal banka hesabı boşalır, öfke gibi negatif duygular biriktikçe eşlerin birbirine karşı toleransları giderek düşer.

Bir bireyin bir başkasının davranışını değiştirmek için açıklama ve diğer ikna edici iletişimi kullanma becerisi olan bilgilendirme gücü bir diğeridir. Bilgilendirme gücünün temeli, ailedeki diğer kişilerde bulunmayan ya da bilinmeyen belirli bir bilgiye ve kişinin ilgili bilgiyi ikna edici bir şekilde sözlü olarak sunma becerisine dayanır.

Örneğin, oy verme konusunda muhalif partiye oy verecek olan eşini ikna etmeye çalışmak veya geçmişte yaşadıkları olumsuz deneyimleri ya da mesleki bilgi gücünü kullanarak diğer aile üyelerini farklı davranmaya ve düşünmeye ikna etmek gibi. Aşırı kontrolcü tutum ve davranışlarla bireysel farklılıkları göz ardı etmek de buna örnek verilebilir.

Beşincisi, uzman gücü dediğimiz, aile içindeki bir kişinin belirli bir alanda üstün bilgi ve yeteneğe sahip olmasıdır. Örneğin eşi hakim ya da savcı olan bir kadın kocasının yargılarına ve mesleki deneyimlerine güvenir ve bazı konularda eşinin karar vermesine izin verir.

Resmi bir güç türü olmayan referans gücü ise, liderin kişisel niteliklerine dayanır. Aile üyeleri bu niteliklere hayranlık duyar ve lideri bir rol model olarak görürler. Onu örnek alırlar. Birçok durumda liderin bu durumda ne yapacağını düşünürler.

Ailede Güç Dengelerini Sağlamakta Aile Terapisinin Önemi

Bazen aile yapısındaki modeller birkaç nesil boyunca görülebilir. Yani kişi kendi aile dinamiklerine baktığında bir benzerini bir önceki nesilde yani büyük ailesinde de görebilir. Aile terapistleri seanslarda, geçmiş birkaç nesil öncesine de giderek güç dengesizliklerini, rol dağılımlarını, aile yapısını, iletişimi, işleyiş ve kaynaklardaki denge ve dengesizlik örüntülerini, ailelerin strese nasıl uyum sağladığını araştırır.

Denge ve dengesizlik, bir aile sisteminin işlevsel bütününe işaret eder. Klinisyen, “göze çarpan” zıtlıkları ve özellikleri arayarak bu zıtlıkların ve kendine has özelliklerin toplam işlevsel bütüne nasıl uyduğuna, hangi dengelerin sağlandığına ve denge eksikliği nedeniyle sistemde hangi streslerin mevcut olduğuna bakar. Herkesin iyi durumda olduğu bir ailede bir kişi kötü durumdaysa, işlev bozukluğunun toplam sistemde nasıl bir rol oynadığını araştırır.

Sağlıklı güç dinamikleri eşitlik, işbirliği ve karşılıklı saygı içerir. Her eş, ve varsa yetişkin çocuklar karar alma sürecinde eşit söz hakkına sahip olmalı ve güç dengeli bir şekilde paylaşılmalıdır. Bu, güveni teşvik eder, memnuniyeti artırır ve karşılıklı anlayışa dayalı anlamlı bir ilişki yaratır.

Aile içindeki ilişki dinamiklerinin farkında olmak ve her bireyin güçlendiğini, saygı gördüğünü ve duyulduğunu hissettiği sağlıklı bir denge oluşturmaya çalışmak çok önemlidir. Açık iletişim, sınırların belirlenmesi ve adil olmayan güç dengesizliklerinin ele alınması, birbirine yabancılaşmadan, sağlıklı ve anlamlı ilişkilerin sürdürülmesine yardımcı olur.

Bahar Erden

Uzman Psikolog/Çift-Aile-Çocuk ve Ergen