Baba Olmak

Baba Olmak- Yaşamın o ilk yıllarında babanın da anne kadar çocuğun temel ihtiyaçlarına karşı duyarlı ve hassas olması, güvenli bağlanma ilişkisi kurulmasını sağlar. Bu ilk etkileşimler, çocuğun gelecekte duygusal gelişimini şekillendirmek, zamanla güvenli ve sürdürülebilir ilişkiler kurmak için oldukça önemlidir. (Lamb, 2002) Bebeklik döneminden gençlik dönemine kadar babanın rolü ve etkisi bu temel ihtiyaçları karşılamanın da ötesindedir. Çocuğun hayatına onunla pozitif ilişkiler kurarak psikolojik anlamda da dahil olmanın, çocuk için ulaşılabilir olmanın çocuğa olan faydaları test edilmiş ve sonuçlarına aşağıda da atıfta bulunacağım pek çok çalışma bulunmaktadır. (Amato and Rivera, 1999)

Geleneksel aile yapısında babalar, en önemli vazifelerinin evi geçindirip ailenin ihtiyaçlarını yerine getirmek, evin güvenliğini ve otoriteyi sağlamak olduğunu içselleştirdiler hep. Otoritenin sevgi göstererek olamayacağı düşünüldü çoğu evlerde. Saygı için mesafeli duruşun gerekliliğine inanıldı. Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği 2005 yapımı Babam ve Oğlum filmini en çok bu görüşün aksine dair verdiği mesajlar yüzden sevmiştim.

Bir babanın bu kalıpları kırmakta nasıl zorlandığı, seçimleri yüzünden çocuğuna en ağır cezayı  verirken yaşadığı kayıp ve kendisi ile yüzleşmesi vurucu mesajlarla öyküleştirilmişti. Filmin en nokta atışı sahnesi ise oğlunu kendi babasına teslim ederken aslında babasından yıllarca beklediği o kabul görme ve onaylanmayı kendi oğluna vermesini isteyen şu cümleleriydi: “Baba ona bir oda ver. Ergenlik dönemine geldiğinde belki çekip gitmek isteyecektir ama döndüğünde sığınabileceği bir odası olduğunu bilsin.” Aslında dış hayatı güvenle keşfedip, o evin dışındaki dünyada edineceğimiz deneyim zenginliği, öğrenme fırsatları, keşfetme ve girişim cesareti için o kabul görmeye ve bir yerlerde güvenli bir yuvamız ve babamız olduğunu bilmeye ne çok ihtiyacımız var.

Baba güç sembolüdür. Dış hayata uzandığımız köprüdür. Ancak bu köprünün sağlamlığına güvendiğimizde tökezlemez ve varlığımızı hissettiririz. İrade, adalet, karakter özellikleri,  dayanıklılık, duygusal ve psikolojik denge, cinsel kimlik, zihinsel gelişim, pozitif sosyal ilişkiler, özgüven, problem çözme becerisi ve akademik başarı gibi faktörler baba aracılığı ile geliştiği için, baba çocuğun emekleme döneminden sonra ayağa kalkıp yürüyebilme becerisi gibidir aslında. Baba, çocuğun durabilme becerisidir. Büyüdükçe o varoluşsal boşluğu yaşayıp yaşamayacağını belirleyen mekanizmadır.

Hele kız çocukları bu gücü hissetmeyi, sevgi ve korunma ihtiyaçlarını baba üzerinden gerçekleştirmeye çalıştıklarından, babanın fiziksel anlamda var olup duygusal anlamda olmayışı, ulaşılabilemezliği, onların korunma, sığınma, güvende ve ait hissetme gibi ihtiyaçlarını, ergenlik dönemi itibari ile dışarıdaki erkeklerden giderme ihtiyacına iter. Çünkü içgüdüsel olarak bunu ancak bir erkekten karşılayabileceklerini bilirler. Her ne kadar bu ihtiyaçları dışardan karşılamaya çalışsalar da, bunu yaparken çoğu zaman karşı cinsle sağlıklı bir ilişki kuramaz, insan ilişkilerinde yetersiz kalırlar. Sevdiklerinden abartılı beklentiler içine girip beklentileri karşılanmadığında hayal kırıklıkları ile hayata küserler. Eşlerine güvenmekte zorlanır ya da iletişim problemleri yaşarlar. Çünkü temelde baba ile o sağlıklı ilişki hiç kurulamamıştır.

Erkek çocuklar için ise baba cinsel kimlik modelidir de. En önemli ve ilk rol modeli ile etkili iletişim içinde olmak çocuğun bireysel olarak ve arkadaş grubu içinde daha güçlü ve güvenli hissetmesinde, kendini hissettirmesinde etkin olacaktır.

Çocuklarda özgüven gelişimi için babadan korkmamak, sıkıntıları ve sorunları paylaşabiliyor olmak ve uyarı, eleştiri, nasihat içermeden birlikte çözüm önerileri üzerinde sohbetler edebilmek önemlidir. Cezalandıran ve eleştiren bir baba figürü ile büyümek çocukta değersizlik hissiyatının gelişmesine ve baba ile yabancılaşmaya neden olacaktır.

Ne kadar olumsuz sonuçları olsa da baba olabilememenin, çok da zor bir şey değildir aslında. Merhametlimisin? şevkatlimisin? dış dünyaya karşı evladını her koşulda destekleyebiliyormusun? sana verilen emanetin farkındamısın? onu koşulsuz sevip kabul ediyor, onu tanıyormusun? Hangi durumlarda evladın onun yanında olmanı ister biliyormusun? Nasihat vermek, uyarmak, eleştirmek yerine onunla sohbet edebiliyormusun? Birlikte güzel anılar biriktirebiliyormusun? O zaman iyi bir baba olmuşsun demektir. Bunları yapamayan ya da geç kaldığını düşünen babalar için ise hiç bir vakit geç değildir. Çünkü babanın uzattığı ele hayatın her döneminde hep ihtiyaç vardır.

                                                                                                           Bahar Erden

                                                                                             Uzman  Psikolog/Aile Danışmanı

Kaynakça

Amato, R.P. & Rivera, F.(1999). Paternal involvement and children’s behavior problems.

Journal of Marriage and the Family; May 1999; 61, 2.

Lamb, M. E. (2002). Infant-father attachment and their impact on child development. Handbook

offather involvement: Multidisciplinary Perspectives (pp. 93-118). Mahwah, NJ:

Lawrence Erlbaum.