Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Antisosyal Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

“Antisosyal kişilik bozukluğu (ASKB), çocukluktan ya da ergenlik döneminin ilk yıllarından başlayarak, başkalarının haklarını saymama ve başkalarının haklarına tecavüz etme davranışları ile kendini gösteren, psikopatlık, sosyopatlık ya da disosyal kişilik bozukluğu olarak da adlandırılan yaygın bir örüntüdür” (Özdemir ve ark.2010). ASKB gösteren kişilerde empati kabiliyeti gelişmemiştir. Oldukça kontrolsüz, sosyal ilişkilerde başarısız ve sorumsuz davranan kişiler olarak tanımlanırlar.

15 yaşından önce evden kaçma, kavga başlatma, silah kullanma, yangın çıkarma, başkalarına ait şeylere isteyerek zarar verme, yalana başvurma ve çalma gibi davranışlar gösteren çocuklar antisosyal kişilik bozukluğu için risk grubunu oluşturur. Daha erişkinlikte ise bir işi sürekli götürememe, sık sık tutuklanma, borçlarını ödememe ya da çocuklarına bakmama, geleceği düşünmeme, bir yıldan daha uzun süreli tek eşli ilişkiyi sürdürememe, vicdan azabı çekmeme gibi özellikler gösterirler.

Antisosyal Kişilik Bozukluğunun Nedenleri

Antisosyal kişilik bozukluğunu ortaya çıkartan nedenler üzerine yapılan araştırmalara baktığımızda, psiko-sosyal ve biyolojik nedenler karşımıza çıkmaktadır. Genel literatürde psiko-sosyal nedenler üzerine yapılan araştırmalar aile ve çocukluk yaşantılarını içerir. Türk örneklemde yapılan bir araştırma genel literatürü desteklemektedir ki şiddete dönük suç işleyen antisosyal bireylerde, ailenin eğitim ve ekonomik düzeyinin düşük, aile bağlarının ve aile ilişkisinin zayıf olduğu saptanmıştır. Ayrıca aile bireylerinde şiddet, ağır cezalandırmalar, ihmal ve işlenmiş suçlar bulunduğu, suç işleme yaşlarının ise 16 olduğu ve askerlik görevlerinde önemli disiplin sorunları yaşadıkları saptanmıştır.

Biyolojik nedenlerde, ASKB olan bireylerde kaygı olmaması ile ilgili uyarılma sisteminde bir bozukluk olduğu konusunda veriler vardır. Sağlıklı insanlar bir şeyleri yapmamayı klasik koşullanma ile öğrenebiliyor verdikleri tepkiler ve korkular sonrası ama eğer bu insanlarda tepki o kadar olamıyorsa veya eşik çok yüksekse, o tepkiyi vermek için olayların boyutunun büyük olması gerekiyorsa, öğrenmek de o kadar zorlaşıyor.

Genel literatürde, işlenen suç ne denli ciddi ve suç işleyen ne kadar genç ise biyolojik katkıların o denli güçlü olduğunu görüyoruz. Genetik çalışmalar ikiz, aile ve evlatlık çalışmalarında hem ASKB, hem de suçluluk için güçlü genetik yatkınlık göstermektedir. Olumsuz aile ortamının da ASKB’nun biyolojik yatkınlığını tetikleyen bir stres kaynağı olabileceği üzerinde evlatlık çalışmaları yapılmıştır (Barlow&Durand,2009).

Sinir sistemine baktığımızda beynin executive fonksiyonlarında, özellikle temporal ve frontal lob yapısında ve işleyişinde, tıbbi rahatsızlıklara, kimyasal zehirlenmelere ve genetik anormalliklere bağlı kusurlar bulunmuş. Bunun etkilediği eylemler ise konsantrasyon, soyut sebep-sonuç çıkarma, planlama, amaç-hedef oluşturma, öz farkındalık, niyet edilmiş eylemleri başlatabilmek, ve düşük sözel zeka.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu Tedavisi

ASKB olanlar çoğunlukla tedavi arayışına girmezler. Tanı da zaten genelde ruhsal gözleme göre değil, öyküye göre konulur.  Genellikle evlilik sorunları, hukuksal meseleler, madde kötüye kullanımı sebebi ile terapiye zorla getirilirler. Hem tedavi hem de terapötik uyuşma kurmak son derece zordur. Terapinin etkinliği ümit verici değildir. Psikoterapinin amacı öfke ve düşüncesiz davranışlar üzerinde kontrol sağlamak, bunun sonucu olarak öfke yönetimi gibi spesifik davranışlara odaklanmak, alternatif baş etme stratejileri geliştirmek, başkaları üzerindeki davranışlarının neticesini göz önüne alarak kişinin empati yeteneğini arttırmaktır.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu ve İlişkileri

Antisosyal bozukluğu olan bir kişi kendisine ve etrafındakilere karşı yıkıcı ve manipülatif olduğundan ilişkileri sürdürmek ve yönetmek hiç kolay değildir. Empati becerileri olmayan, bencil, benmerkezci, karşısındaki insana saygı ve önem göstermeyen bu kişilerle evlilik, romantik ilişkiler, arkadaşlık toksik bir ilişkiye dönüşebilir. Aile içi şiddete de eğilimli olan böyle bir kişi ile karşı karşıyaysanız ALO 183 Aile, Çocuk, Yaşlı ve Engelli Sosyal Danışma Hattı’nı arayarak yardım ve destek alabilirsiniz.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu Tanı Kriterleri Nelerdir?

A. Aşağıdakilerden en az üçünün olması ile belirli, 15 yaşından beri süregelen, başkalarının haklarını saymama, başkalarının haklarına saldırma örüntüsü.

1. Tutuklanması için zemin hazırlayan tekrarlayıcı eylemlerde bulunma, yasalara ve toplumsal kurallara ayak uyduramama.

2. Sürekli yalan söyleme, takma isim kullanma, kişisel çıkar ve zevki için başkalarını atlatma.

3. Dürtüsellik ve gelecek için tasarılar yapamama.

4. Yineleyen kavgalar veya saldırılarla belirli sinirlilik ve saldırganlık.

5. Kendi ve başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık

6. Bir işi sürekli götürememe, mali yükümlülüklerini yerine getirememe ile belirli sürekli sorumsuzluk.

7. Başkalarına zarar verme, kötü davranma veya bir şey çalma durumuna karşı ilgisizlik veya bunlara kendine göre mantıklı açıklamalar getirme, vicdan azabı çekmeme.
B.  Kişi en az 18 yaşındadır.

C. 15 yaşından önce başlayan davranım bozukluğunun kanıtları vardır.

D. Antisosyal davranış sadece şizofreni veya manik epizodun gidişi sırasında ortaya çıkmayabilir.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu Tanısı Nasıl Konulur?

Antisosyal Kişilik Bozukluğu hakkında tüm bu bilgileri edinirken, okurken tanı koymak doğru değildir, çünkü kolay değildir. Bir spektrum gibi düşünmek gerekir mesela 0-10 arasında. Her yıkıcı ve manipülatif kişi Antisosyal Kişilik Bozukluğu ile geziyor diyemeyiz. Mutlaka uzman bir psikolog ve psikiyatrist desteği almak gerekir.

Bahar Erden

Uzman Psikolog & Pedagog ve Aile Danışmanı