Borderline Kişilik Bozukluğu

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedir?

İngilizce ismi Borderline kişilik bozukluğu, dilimizde sınırda kişilik bozukluğu olarak da anılır. Genellikle kişilerin başkaları ile olan ilişkilerini etkilese de, merkezi özellikleri; ani duygu durum değişiklikleri, kendine zarar verme, fırtınalı ilişkiler, terk edilme korkusu, değişken kişilik, intihar eğilimi, kimlik karmaşası, duyguları yönetememe ile belirgindir. Aşağıdaki yazıda bir sınırda kişilik bozukluğu vaka örneği ile birlikte merak ettiğiniz soruların cevaplarını bulacaksınız.

Vaka Örneği

Claire’i 40 yılı aşkın süredir tanıyorum. Onu, kişilik bozukluğu olan bir kişi olarak genellikle düzensiz olan hayatının en kötü zamanlarında izledim. Claire ve ben sekizinci sınıftan liseye kadar birlikte okula gittik. Düzenli aralıklarla iletişim halinde olduk. Onunla ilgili en eski anım, kısa ve oldukça düzensiz kesilmiş saçlarıdır. Bana işler yolunda gitmediğinde kendi saçını sert bir şekilde kestiğini ve bunun “boşluğu doldurmaya” yardımcı olduğunu söyledi. Daha sonra, genellikle giydiği uzun kolluların kendi yaptığı yaraları ve kesikleri gizlediğini öğrendim.

Claire, arkadaşlarımız arasında sigara içen ilk kişiydi. Bunda ve daha sonraki uyuşturucu kullanımında olağandışı olan şey, bunların meydana gelmesi veya erken başlaması değildi. Herkes gibi dikkat çekmek için kullanıyor değildi. Claire aynı zamanda ebeveynleri ilk boşananlardan biriydi ve ikisi de onu duygusal olarak terk etmiş görünüyordu. Daha sonra bana babasının bir alkolik olduğunu ve onu ve annesini düzenli olarak dövdüğünü söyledi.

Okulda başarısız oldu ve kendisi hakkında düşük bir görüşü vardı. Sık sık aptal ve çirkin olduğunu söylerdi ama ikisi de değildi. Okul yıllarımız boyunca, Claire herhangi bir açıklama yapmadan periyodik olarak şehirden ayrıldı. Yıllar sonra, intihara meyilli depresyonuyla ilgili yardım almak için psikiyatri kurumlarında olduğunu öğrendim. Ciddi olduğunu tahmin etmesek de sık sık kendini öldürmekle tehdit etti. Daha sonraki yıllarda hepimiz Claire’den uzaklaştık. Giderek tahmin edilemez hale geldi. Bazen algılanan bir küçümseme için bizi azarladı (“Çok hızlı yürüyorsun. Benimle görülmek istemiyorsun!”). Diğer zamanlarda etrafımızda olmak için çabalardı. Davranışıyla kafamız karıştı. Hepimiz yaşlandıkça, kendi içinde tanımladığı boşluk ezici bir hal aldı ve sonunda hepimizi dışladı.

Claire iki kez evlendi ve her ikisinde de hastaneye yatışlarla kesintiye uğrayan tutkulu ama fırtınalı ilişkiler yaşadı. Özellikle şiddetli bir öfke sırasında ilk kocasını bıçaklamaya çalıştı. Bir dizi uyuşturucu denedi ama çoğunlukla “acıyı dindirmek” için alkol kullandı. Şimdi, 50’li yaşlarının ortalarında, nadiren mutlu olduğunu söylese de, işler biraz sakinleşti. Claire kendini biraz daha iyi hissediyor ve bir seyahat acentesi işini gayet iyi yürütüyor. Biriyle görüşüyor olmasına rağmen, kişisel geçmişinden dolayı ilişkiye girmek konusunda isteksiz. Claire’e nihayetinde depresyon ve sınırda kişilik bozukluğu teşhisi kondu.

Borderline(Sınırda) Kişilik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Kişilik Bozuklukları içinde üzerinde en çok araştırma yapılmış olanlardan birisidir. Sınırda kişilik bozukluğu olanlar tedavi arayışına sık girerler. Izdırap ve üzüntülü olduklarında başkalarının da çok kötü, mutsuz hissetmesine sebep olurlar. Kendilerini de kötü, mutsuz ve acınacak halde hissederler. Kendini kesmek, kesici aletlerle bedenini yaralamak bu hastalığın en belirgin özelliğidir. Tabii bundan, kendini kesen herkes sınırda kişilik bozukluğu problemine sahiptir sonucunu çıkartmamak lazım çünkü ergenler bunu sıklıkla yapar. Sınırda kişilik bozukluğunun ana özelliklerinde tipik olarak dört şey görürüz: 1- duygusal bozulmuşluk, 2- ya siyah ya beyaz denilen iki uçlu düşünce, 3-manipülatif yani sömürme eğiliminde olan davranışlar, 4-sınırları test etme

İntihar eğilimi fazla olan kişilerdir ve başkalarını sürekli kendilerini öldürmekle tehdit ederler. Dersiniz ki “hayır, hiçbir şey yapma, hemen geliyorum konuşacağız bu konuda” size “tamam” derler, geldiğinizde ise gayet mutlu gözüküp “hey neaber? Nasıl gidiyor?” diyen bambaşka bir insanla karşılaşırsınız. Ana özelliklerinden birisi duygusal bozulmuşluktur. Duyguları çok hızlı değişir. Kendilerini öldüreceklerini söyledikleri anda oldukça ciddidirler. Fakat yanına geleceğinizi söylediğinizde daha iyi hissederler. Eğer yanına giden olmazsa, intihar edebilirler bile. İntihar edeceğini söyleyen kişilerin yanına mutlaka gitmeliyiz fakat sınırda kişilik bozukluğu olan ve bunu sürekli tehdit unsuru haline getiren kişi için de sınırlarımızı belirlemek gerekir. Oldukça dramatik ve fırtınalı bir kişiliğe sahip olan bu insanların ilişkileri de oldukça dramatik ve fırtınalıdır.

Gerçek veya hayal ettikleri bir terkedilme durumundan kaçınmak için kendini kaybetme derecesinde, çılgınca çaba harcarlar. Kişilerarası ilişkileri oldukça dengesiz ve uçlardadır. Bir kişiyi bazen son derece yüceltip idealize ederken ufacık bir olay sonrası, örneğin gülümsemedikleri ya da bir merhaba demedikleri için son derece küçültebilirler. Fırtınalı ilişkilerinin sebebi siyah/beyaz dedikleri iki uçlu düşünmeleridir. Hayatta ara renklerin olduğunu da kabul etmezler.

Oldukça neşeli ve arkadaş canlısı birisi ile tanışırsınız ve der ki “hatırlayabileceğim en iyi insansın, harikasın”. Bu oldukça memnuniyet vericidir. Sonra bir bakmışsınız ki diğer uca kaymış. Bu insanlarda çok yoğun, talepkar ilişkiler oluşturmak oldukça yaygındır. Diğer insanları tamamen iyi ya da tamamen kötü olarak algılarlar. İlişkilerindeki uygunsuz yoğunluk ilişkilerinin sürekli üzüntü ve düşmanlıkla sonuçlanmasına sebep olur. Öfke ve düşmanlık bu insanların çoğunda daima var olan bir özelliktir.

Kimlik karmaşası yaşarlar. Sıklıkla aynı şeyleri söylerler. Kendilerini nasıl hissettiklerini söylerken aynı kelimeleri kullanırlar. Kimlik karmaşasının iki versiyonu vardır. Kendilerini ya içlerinde bir boşluktan başka bir şey olmadığı, ya da kötü birisi oldukları şeklinde tanımlarlar. Kendilerini kötü birisi olarak gördüklerinde oldukça aciz hissederler ki böylece bu şekilde ilginç bir kimlik karmaşaları vardır.

Kendine zarar verme potansiyeli olan, en az iki alanda dürtüsel davranışlar sergilerler. Bu kriter aynı zamanda iki uçlu duygu durum bozukluğunda da görüldüğü için sadece sınırda kişilik bozukluğunda görülmez. Orta derecede olması elbette sorun değil ama uçlara kayması halinde sorundur; günde bazen birden fazla günübirlik, riskli ve tehlikeli cinsel deneyim yaşarlar. Para harcamak güzeldir ama kredi kartının tüm limitini tek bir günde harcamak hoş değildir.  Dolayısı ile en az iki alanda kendilerine zarar veren dürtüsel davranışlar sergilerler (aşırı harcama yapmak, tehlikeli ve günübirlik cinsel birliktelikler, madde kötüye kullanımı, dikkatsiz araç kullanma, tıkanırcasına yemek yeme) Bir de tekrar tekrar vuku bulan intihar girişimlerini ciddiye almak gerekir. Ancak bu demek değil ki her teşebbüsünde kendisini günde 10 kez ziyaret etmelisiniz.

Duygulanımsal dengesizlikleri vardır. Duyguları çok hızlı değişir. Uygunsuz yoğun bir öfke hissederler. Sınırları test etmeleri durumu ne anlama gelir? Bunu sıklıkla çocuklarda görürüz. Yetişkinlerde de kişisel sınırlar söz konusudur. Yetiştiğimiz kültürün içinde öğrendiğimiz ifade edilmeyen kurallardır. Sınırda kişilik bozukluğu olan kişiler ilk tanıştığı kişi ile tokalaşır, sonra hemen sarılır vs. Yani hem fiziksel hem kişisel sınırları hemen zorlarlar. Güçlü kişilerdir ve bu rahatsızlığın kendisi de oldukça güçlüdür.

Bir başkasının kendilerini düzelteceğini umarak ilişkiden ilişkiye koşarlar, bir başkasının kendilerini artık anlayıp olduğu gibi kabul edeceğini umarlar. Sezgileri oldukça kuvvetlidir.

Geçmişlerinde ise genellikle fiziksel, duygusal veya cinsel taciz yaşanmışlığı görürüz. Zaten onları sezgisel olarak güçlü yapan da budur. Dayak yemekten veya cinsel tacizden kaçınmak ve korunmak istedikleri için yeni bir ses duyduklarında veya şiddete maruz kaldıkları kişinin ayak seslerine son derece duyarlı olmaları onların sezgiselliğini son derece güçlendirir.

Her zaman söylediğim gibi, bu belirtileri okuyup kendi kendinize hemen teşhis koymayın. Gerektiğinde, yaşamınızı ve ilişkilerinizi kolaylaştırmak için mutlaka uzman olan bir psikolog desteği alın.

Borderline Kişilik Bozukluğu Kimlerde Daha Sık Görülür?

Daha çok kadınlarda görülen bir sorundur. Hatta kadınlarda üç kat daha fazladır.

Borderline Kişilik Bozukluğu Tanısı Nasıl Konur?

Uzman psikologlar ve psikiyatristlerin değerlendirmesi sonucu konur. Değerlendirme sırasında genel sağlık durumları ve ailelerinin tıbbi öyküsü de alınır. Ailede mevcut bir psikiyatrik rahatsızlığın varlığı bu bireylerin risk grubunda olması demektir. Borderline kişilik bozukluğuna eşlik eden depresyon, yeme bozuklukları, bipolar bozukluk, anksiyete, madde ve alkol kötüye kullanımı da sıklıkla mevcut olduğundan tedavi planı birlikte yapılır.

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?

Yaklaşık 20 aile çalışmasından elde edilen sonuçlar, borderline kişilik bozukluğunun, bozukluğu olan ailelerde daha yaygın olduğunu ve bir şekilde duygudurum bozukluklarıyla bağlantılı olduğunu göstermektedir.

Önemli genetik araştırmalara göre, nörokimyasal serotonin ile ilgili bozukluğu olan kişilerde görülen duygusal dengesizlik, intihar davranışları ve dürtüsellik ile ilişkilendirilmiştir.

Sınırda kişilik bozukluğu, hızlı kültürel değişimlerden geçen kişilerde gözlemlenmiştir. Çocuk ve yetişkin göçmenlerde kimlik sorunları, boşluk, terk edilme korkuları ve düşük kaygı eşiği bulunmuştur. Bu gözlemler, erken travmanın bazı bireylerde borderline kişilik bozukluğuna yol açabileceği olasılığını daha da desteklemektedir.

Cinsel ve fiziksel istismar da dahil olmak üzere çocukluk çağı travması öyküsü, somatoform bozukluk, panik bozukluğu ve dissosiyatif kimlik bozukluğu gibi bir dizi başka bozuklukta ortaya çıkar. Ek olarak, borderline kişilik bozukluğu olan bireylerin bir kısmında bu tür bir istismarın belirgin bir geçmişi yoktur. Çocukluk çağındaki cinsel ve fiziksel istismar, borderline kişilik bozukluğunun etiyolojisinde bir miktar rol oynuyor gibi görünse de, sendromu oluşturmak için ne gerekli ne de yeterli görünmektedir.

Borderline Kişilik Bozukluğu Tedavisi

Yardıma ihtiyacı olduğunu nadiren kabul eden antisosyal kişilik bozukluğu olan bireylerin tam aksine, sınırda kişilik bozukluğu olanlar oldukça sıkıntılı görünürler. Anksiyete ve duygu-durum bozuklukları olan kişilere göre bile tedavi arama olasılıkları daha yüksektir. Pek çok insan, seratonine özgü geri alım inhibitörleri ve ilgili antidepresan ilaçlar ve lityum dahil olmak üzere çeşitli ilaçlara olumlu yanıt veriyor gibi görünmektedir. Bununla birlikte, başarılı tedavi sağlama çabaları, uyuşturucu kullanımı, tedaviye uyum ve intihar girişimleri ile ilgili sorunlar nedeniyle karmaşık hale gelmektedir.

Diyalektik Davranış terapisi, insanların intihar davranışlarını tetikliyor gibi görünen stresörlerle başa çıkmalarına yardımcı olmayı içerir. Tedavide öncelik bu davranışlara verilir.

Buna ek olarak, travma sonrası stres bozukluğu ( TSSB )  olan kişiler için kullanılan EMDR terapisi de uygulanır; burada önceki travmatik olaylar, kendileriyle ilişkili korkuyu ve negatif inançları söndürmeye yardımcı olmak için yeniden yaşanır. Terapinin son aşamasında, danışanlar başkalarının onayına güvenmek yerine kendi tepkilerine güvenmeyi öğrenirler.

                                                                                     Bahar Erden

                                                           Uzman Psikolog/Evlilik ve Aile Terapisti